Paranoyak Şizofreni Terapi Seansı - 1

Saat gecenin 23:30'u...
Televizyonun başına geçiyorum bir elimde cacık, bir elimde kaşıkla. Bir yandan reklamları izleyip bir yandan cacık yiyorum. Bu arada cacık yenir mi içilir mi? Düşününce maddenin hallerinden ikisinide barındırıyor içinde... Katı ve sıvı. Salata ve ayran. Peki yemenin ve içmenin ortak noktası nedir? Bir besini aynı anda hem yiyip hem içme eylemine ne ad verilir..?

Reklamlar bitiyor, yediğim cacıkta... yediğim kaba tükürüyorum, yediğim kaşığı bükmeye çalışıyorum düşünce gücümle... Kaşık boynunu bükmüyor. Acaba adaletin karşısına çıkarsam bülebilir miydi kaşığı? Sonuçta adalet karşısında boynumuz kıldan ince. Bu kaşık içinde geçerli mi? Sonra bu saçmalıkları bir kağıda yazma isteğiyle yerimden fırlıyorum.

Bir ajanda alıyorum elime 2006 yılından kalma, ucu sivri olmayan bir kurşun kalem... Rastgele bir safasını açıyorum, 15 haziran 2006 perşembe tarihi çıkıyor. "Belki bu bir işarettir" düşüncesiyle bu tarihte ne olmuş, neler olmuş araştırıyorum. 15 haziran 2006 yazıyorum, ingiltere trinidad tobago maçı çıkıyor. Daha adını bile zor söylebildiğim birşey nasıl bir işaret olabilir ki? Geçmişimin yada geleceğimin trinidad tobago ile bağlantısı nedir? Birde Gülben Ergen "La lay Lalay" adında bir albüm piyasaya sürmüş. Bakıyorum ki böyle saçma sonuçlar çıkıyor, bende araştırmamı biraz daha genişletiyorum. 15 haziran'da neler olmuş diye bakıyorum, 1752 yılında Benjamin Franklin'in uçurtma deneyi ile yıldırımın elektrik akımı olduğunu ispatladığı yazıyor. İlgimi çekiyor haliyle... Çoğu çocuk uçurtmayı bir eğlence aracı olarak kullanırken Franklin bunu deney için kullanıyor. Yıldırımın elektrik akımı olduğunu ispatlıyor. Peki ne değişiyor? Belki onun için çok şey ama çoğu insan için hiçbir şey. İspatladında ne oldu sayın Franklin? Derslere fazladan konu ekletip öğrencilere zorluk çıkardın hepsi bu...

Neyse, sanırım çok konuştum. Beni dinlediğin için çok teşekkürler doktor...

O değilde, cacık yenir mi içilir mi hala çözemedim...