Nerde o eski ergenler?

Yeni nesil gençlere bir türlü anlam veremiyorum. Hayattan beklentileri, kendilerine seçtikleri tarzları, düşünme biçimleri, arkadaşlık kavramları, inançları, kararları falan çok farklı galiba. 90'lar neslinden biri olarak nedense bu yeni nesli korkutucu ve ülkemiz için büyük bir tehdit unsuruymuş gibi görüyorum. Evet, açıkça söylüyorum. Ben bu yeni nesilden korkuyorum.

Peki kimdir bu yeni nesil dediğim bireyler? Bu nesil farklı bir akımla meydana gelmiş, ülkenin gelenek ve göreneklerinden uzak, kültürel farklılaşım ile bir anda üremiş bir nesildir. Nedenlerine ve nasıl başladığına girecek olursak, şahsi düşüncem bilgisayarın evlere girmeye başladığı dönemden itibaren olduğudur. Kişisel bilgisayarlar, 1981 yılından itibaren üretilmeye başladı; fakat ülkemize geliş süresi anca 89'larda görülmeye başladı. 1995 yılında artık evlerde yavaş yavaş görülmeye başlayan bilgisayarlar, 2000 yılından sonra hızlı bir artış gösterdi. Peki bilgisayarlar evlerimizi içten fethetmeye başlamadan önce gençler ne yapardı? İşte bu iki nesli birbirinden ayıran kısa çizgi budur. Yani bilgisayar öncesi ve bilgisayar sonrası... Bilgisayar, daha doğrusu teknoloji öncesinde hayat çekilir bir haldeydi. İnsanlar selamlaşırdı, komşular arasında sıkı bir bağ vardı ve en önemlisi çocuklar oynardı. Evet çocuklar oynar ve mutlu olurlardı. Çocukluk döneminin vazgeçilmezi olan saklambaç, körebe, yakar top, al satarım bal satarım, kutu kutu pense, seksek, evcilik gibi oyunlar o dönemin çocuklarını şimdiki nesilden farklı kılan oyunlardı. Çocuklar beyinlerini ve bedenlerini kullanır, somut oyunlardan zevk alırlardı. Bilgisayar geldikten sonra çocuklar artık bunları ikinci plana attı. Artık bütün bu oyunlardan daha fazlasını sağ elindeki 2 tuşta, sol elindeki takır tukur eden nesnede ve gözlerinin dibindeki boş bir ekranda bulur oldular. Ve ardından internetin gelişiyle herşey daha da karanlık bir hal aldı. İnternet üzerinden sanal arkadaşlıklar; çocukluk arkadaşlığını, sokak arkadaşlarını, parkları, dışarısını unutturur oldu. Çocuklar ve gençler yeni bir dünya keşfedip bu dünyanın cazibesine kapıldılar. Yüzünü görmedikleri insanlarla tanışmak, karşısındakinin onu anladığının farkına varmak etkileyici gelmeye başladı. Bu olay kültürel etkileşimin temellerini attı. Böylece farklı kültürdeki gençler, kendi kültürlerini, kendi düşüncelerini, kendi inançlarını bu kaynaşmayla birlikte başkalarına aktarabileceklerdi. Öyle de oldu. Sanal alemde gruplaşmalar meydana geldi. Herkes kendilerine ait tarzlar yaratıp bunları benimsedi. Kendileriyle birlikte başka kişileride bu tarzlara çekmeye başladılar. Özentilik kavramının doğuşu işte böyle başlayacaktı. Sanal gruplaşmalar art arda yeni tarzlar ve akımlar yaratmaya başladı. Emoculuk, rapçilik(giyim olarak), converseciler, kahkülcüler, piırsingciler bu akımlardan bağzılarıdır. Peki bilgisayar olmasa yine bu akımlar olur muydu? Evet, olurdu ama bu şekilde hızla yaygınlaşmaz ve ilgi çekici hale gelmezdi. Bunlar sadece gençlerin üzerindeki fiziksel ve ruhsal değişmelerdi. Şimdi de diğer değişimlere bakalım.

Modern teknoloji, beraberinde daha birçok olumsuz sonucu getirdi. Bunlardan biri dildeki değişimdi. Artık ağız yerine klavye kullanan yeni nesiller klavye üzerinde kendi ürettikleri dilleri kullanmaya başladılar. Harflerde değişiklikler yaparak kendilerince daha cool bir yazı stili icat ettiler. Yazım kurallarını ihlal ederek kimisi kısaltmaları kendilerine benimserken, kimileri ünsüz harfleri ikiye böldüler. (bkz: yha) Dildeki değişimler sadece bununla da sınırlı kalmadı. Yeni kelimeler eklemeye başladılar. cix, concon, kanka vb. Günümüzde bu kelimelerden en nefret ettiğim Kanka kelimesidir. Kanka kelimesi, 1997 yıllarında moda olmaya başlamış bir kelimedir. Asıl anlamı kan kardeşi'dir. Fakat malesef günümüzde yeni nesil tarafından en yakın arkadaş anlamında kullanılmaktadır. Kanka kelimesi; ilk olarak Ruhsar adlı dizide Cem davran ile en yakın arkadaşı arasında kullanılmaya başlamıştır. Ardından rahmetli İsmail Hakkı Sunat'ın oynadığı "Benimle Evlenir misin?" adlı dizide(ki bence en güzel bu dizide kullanıldı) Kamil Güler (şu sıralar Haneler'de ve 3-2-1 pişir adlı yemek programında gözükmekte) arasında hitap şekli olarak kullanılmıştır. Bu diziden sonra uzun süre duyulmayan Kanka kelimesi, Yurtseven Kardeşler'in sen hiç aşık oldun mu? adlı şarkısında "Neden ağlıyorsun diye sorma, sen hiç aşık olmadın mı be kanka?" gibi harika cümlelerden oluşan şaheserde kullanılmıştır. Yine uzun süreli bir bekleyişin ardından en büyük çıkışını Avrupa Yakası'nda Gaffur tiplemesinde yakalayan Kanka kelimesi, artık dillerden düşmeyen, dilimizin vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Günlük konuşma dili son derece berbat bir hal alırken; artık yeni nesil kızlar, eskiden erkeklerin birbirine hitap şekillerini alarak kendi aralarında kullanmaya başladılar. Birbirine "kanka, kanki, aga, agi" diye seslenen kızlara artık her köşe başında rastlanılmaktadır.

Yeni nesil ergenlerde psikolojik değişimlerde gözlenebilir. Melankolizm ve pesimistlik akımı bunların arasında en popüler olanıdır. Yeni nesil ergenlerin belli bir yaştan sonra bu akımla tanışması ve beraberinde sürekli mutsuz olduklarını sanarak kendilerini bu gruba dahil etmeleri sonucu fazlasıyla yayılmış bir düşüncedir. Hayatta istediklerinin en ufağı yerine gelmediğini veya olumsuz şeylerin sürekli onların başlarına geldiğini düşünen bu ergenler kendi aralarında melankolik veya pesimist takma ismini kullanırlar. Genelde karamsar olup ciddi bir tavır takılırlar. Melankolizm; ne yazık ki günümüz ergenlerinin başından mutlaka geçecek olan bir dönem olarak kabul edilir.

Nesiller arası bu değişimin belkide en korkunç olanı sosyal ve kültürel değişimdir. İnternet aracılığıyla daha hızlı bir şekilde yayılan bu değişimler ergenlerimizi fazlasıyla olumsuz yönde etkilemektedir. Bu değişimde sosyal çevrenin etkisi çok büyüktür. Liseye başlayan ergenler artık farklı bir ortam, farklı arkadaş gruplarıyla tanışır ve iyi ile kötüyü ayırt edemeyeceği döneminde nedense hep kötüye denk gelirler. Artık her yeni ergen sigarayı büyümenin bir evresi olarak görecek, sigara içmeyen arkadaş ortamında ve toplum içinde dışlanacaktı. Eteğini kısaltmayan kızlar süt olarak adlandırılacak, orasını burasını açmamış diye hor görülecek; erkeklerde ise gömleğini dışarı salmayan, kravatını göbeğine kadar indirmeyen, gömleğin ilk 3 düğmesini açmayan, saçlarını garip garip şekillere sokmayanlar arkadaşları arasında "gerçek bir liseli genç" rütbesine erişemeyecekti. Bunlar babadan oğula geçen krallık gibi ergenden ergene mecburi bir kural olarak geçecekti. Öyle de oldu. Artık bunları yapmayan kişiler geçmişte normal birer insan olarak görülürken günümüzde anormal kişiler olarak görülüyor. İnanılması güç ama ortalıkta palyaço olarak gezen bu ergenler, gözlerde normal biriymiş olarak kabul ediliyor.



İşin özü şudur ki; toplumumuz tehlike altında. Sevgili ergen ebeveynleri; lütfen ergenlerinize sahip çıkın, böylece doğayı koruyun. Doğru dürüst yetiştirin lan şunları. Salmayın öyle hemen bayıra çayıra...

5 yorum:

Özgür 9 Ocak 2010 09:55  

Bunu 90lı kuşağa ait birisinden duymak sevincirici gerçekten. :))

Biz ergen gerisiyiz Çado. Fazla dillendirme bu konuları bak sonra taş devrinde kalmış bir beyine sahip olmakla suçlanırsın. :))

Çado 9 Ocak 2010 14:27  

İnan bana taş devrindeki beyinler bile şimdikilerden daha sağlıklıydı ;)

Suçlayın lan beni. Taş devri zihniyetine sahibim lan ben. Ergenler kötüdür işte, evcil ergen değil vahşi doğaya salınık ergenler :D Yaşasın 90'lar kuşağı!

Özgür 9 Ocak 2010 15:22  

87liyim diye öleyim mi yani ben şimdi?
Fena fikir değilmiş aslında. Öldürsene beni. :))

Ersin 10 Ocak 2010 03:46  

89 lular da yaşasın...

Hacım güzel yazmışsın da yeni nesil hafif asosyal büyüyor, bu da biraz hırçınlık, kendini bilmezlik katıyor onlara... Bizim zamanımızda mahalle maçları vardı, şimdi netten fifa oynuyorlar... Asosyal büyümenin verdiği dezavantaj nedeniyle bu heriflerin işi zor ilerde... bizim kuşak yaşadı, bütün hatunları biz kapıcaz gibi... ( bende cok saglıklı düşünmüyormuşum, yeni farkettim. :) )

Adsız,  21 Şubat 2010 07:28  

kanka kelimesinde bir saçmalık bulunduğunu düşünmüyorum. Bende yakın arkadaşımla konuşurken kullanıyorum fakat emo rap map gibi özentiliklerim yok. Söylerkende bu gibi şeyler aklıma gelmiyor.

Yorum Gönder

free hit counter Valid XHTML 1.0 Transitional

.   ©2010 - Uzun Hikaye | Çağdaş Temel tarafından hazırlanmıştır.

Tema düzenleme: KınıX (Uğur KINIK) .