Üçüncü Tekil Şahıs - 3

Üçüncü Bölüm




İlk takip


(Bugün bir kağıda küçük bir not olarak kaydettiğim tarihi buldum. O tarih, bana O gün O'nunla O'nun haberi olmadan neler yaşadığımızı hatırlattı. Tarih "19.11.2009")


Bugün sıramda tek başımayım. Sınavların olmaması fırsatından istifade gelmemiş olmalıydılar. Ben gelmiştim çünkü derslerden tek bir konu bile kaçırınca gerisini çorap söküğü gibi anlamıyordum. Yalan söylüyorum... Evet bugün okula gelmeyebilirdim ama gelme nedenim dersler değildi. Bunun gerçek nedeninin okul çıkışı sadece 20 dakikalığına da olsa O'nu görebilmek olduğuna inanamıyordum. Sadece 20 dakikalık bir yolda, sadece O'nu görmek, sadece O'nu yaşamak için geldiğime inanmıyordum. Her ne kadar kabullenemesemde gerçek buydu.


Çıkış zili çaldı. Çantamı toparlayıp vakit kaybetmeden sınıftan çıktım. Çıkarken herhangi bir planım yoktu, ta ki O'nu görene dek. Alışkanlık olmuş sürekli uzun yoldan gidiyordum sıra arkadaşlarım olmasa bile. Beni bu yola sürükleyen bir nedenim vardı ama bunu benden başka kimse bilmiyordu. Birkaç metre önümdeydi. Zaten O'nu ne zaman görsem hep bizden önde giderdi çünkü gerçekten adımları çok hızlıydı. Takibe başladım. O farketmeden sürekli peşinde olabilmek için normalde yürüdüğümden daha hızlı yürüyordum. O, yolunda hiçbir şeyden habersiz yürümeye devam ederken ben de O'nun hakkında tespitlerde bulunmaya başladım. Mavi bir çantası vardı ve hep sol omzunda taşıyordu. Boşta kalan sağ elini ise yumruk yapıp bir ileri bir geri sallıyordu. Daha önce sadece resim dersinde O'nu konuşurken görürdüm, konuşurken yüzü gülerdi. Ne konuştuğundan habersiz, nasıl biri olduğunu bilip bilmeden içimden bir ses O'nun haddinden fazla masum olduğunu söylüyordu. Masumiyetine inanıyordum. O çok farklıydı. Diğerleri gibi değildi. Okulda genelde kendilerini dikkat çektirebilmek için halden hale giren kızlara hiç benzemiyordu. Onlar gibi görünmeden dikkatimi üstüne çekmeyi rahatlıkla başarıyordu. Ben tespitlerime devam ederken O birden sola doğru döndü. Döndüğü yol sıra arkadaşlarımla geçtiğimiz Fomara caddesinin bir sokak öncesiydi. Neden Fomara caddesinden geçmeyip önceki sokağı tercih ettiğini anlayamadım. İkiside aynı yokuşu çıkıyordu. Acaba O'nun evi bu sokakta olabilir miydi? O'na farkettirmeden takip etmeye devam ettim. Ben yokuşu çıkarken nefesim tıkanıyordu ama O bana mısın demiyordu. Yokuşun sonunda uzunca binalar çıktı karşımıza. Hemen binalardan önce gelen bir küçük otopark. Arabaların arasından geçip normalde arkadaşlarımla yürüdüğüm Fomara caddesine geçti. Acaba bu kullandığımız yol daha mı kestirmeydi? Yukarı doğru çıkmaya devam ettik. Bir bankanın önünden geçerken aniden durdu. Karşıdan karşıya geçecekti. Sanki O'nu takip etmiyormuşum gibi etrafa bakındım. Trafik ışıkları yoktu, arabaların azalmasını bekliyordu. Arabalar yukarıdan aşağıya doğru akıyordu. Bir ara arabalar azaldı ve karşıya geçti. Arkasından bende geçecektim ama iki şeritli yolda bir kere daha beklemesi gereken orta kaldırım vardı. Diğer yol ise az önce geçtiğinin aksine aşağıdan yukarıya doğru akıyordu. Şüphe uyandırmamak için O'nun olduğu kaldırıma geçmedim. Diğer yolda da arabalar azaldı ve tamamen karşıya geçti. Sıra bendeydi ama kahrolası arabalar buna izin vermiyordu. Sürekli soluma bakıp arabaların gelmediği bir anı bekliyordum. Karşıya geçtim. Şimdi sağa bakıp aşağıdan gelen arabaların bitmesini bekliyordum. Uzaktan geliyorlardı ve yine karşıya geçtim. Ama ters giden birşey vardı. O'nu göremiyordum. Halbuki daha az önce karşıya geçmişti. Sağıma soluma bakayım derken O'nu kaybetmiştim. Deminden beri yukarıya çıktığımıza göre karşıdaki yolda da yukarı çıkmaya devam edeceğimizi düşündüm. Öncekinden daha hızlı adımlarla kalabalık kaldırımda O'nu aradı gözlerim. Göremedim... Bu kadar hızlı çıkmasına imkan yoktu, evinin bu sokakta olma ihtimali de yoktu çünkü heryer ticari binalarla doluydu ama ne olur ne olmaz koşar adımlarla sürekli yukarı çıktım. Hala yoktu... Kaldırımın sonuna kadar çıktım ama hiçbir yerde göremedim. "Belki de aşağıya doğru inmiştir karşıya geçerken" düşüncesiyle koşarak aşağıya indim. Her gelen geçene belki O'dur diye bakıyordum ama göremiyordum. Kalabalık olmasından değil, zaten ilk görüşte kendisini belli ederdi ama küçücük yolda bir anda yok olmuştu. O'nu kaybettiğimden emin olduktan sonra morali bozuk bir şekilde aşağıya doğru, minibüs durağına doğru inmeye başladım. İnerken belki tesadüfen tekrar bulurum O'nu düşüncesiyle gözlerim hala yolları arıyordu. O gün O'nu ilk takibimdi ama bunu da elime yüzüme bulaştırıp O'nu gözümün önünde kaybettim. Hiç değilse bugünden bir ders çıkardım. Bir daha takip ettiğimde asla sağıma soluma bakmayacağım...

3 yorum:

ne ki bu 14 Ocak 2010 15:34  

Acaba fark mı etti ki seni? Bir anda hem de o kadar dikkat ettiğin halde, sadece sen arabalara bakarken gözden kaybolmuş olamaz değil mi? Bu durumda iki ihtimal oluyor; ya fark edildiğini fark etti ya da o anda bir dükkana girdi...
İşte bazen ne kadar dikkat edersek edelim, ne kadar önemsersek önemseyelim bir anda gözümüzün önünden yitip gidebiliyor bazı şeyler... Ha bir dakikaaa, bir ihtimal daha var, belki de takip edildiğini fark etti ve utancından yerin dibine girdi, oraya da bakaydın ya :P (duygusal olmasın demiştin ya)

Ama eğer ki onu birkaç kezlerce defa daha takip etmek istiyorsan... Onu uzaktan uzaktan izlemek istiyorsan... Evini öğrenmek istiyorsan... Ve gözlerine daha da yakından bakmak istiyorsan sağına soluna bakmayı ihmal etme...
Bunları yapabilmek için kendine ihtiyacın olacak ;)

Çado 15 Ocak 2010 05:37  

Aslında tahminlerinden biri doğru, bölüm 4'te neden kaybettiğimin cevabı olacak :)

Duygusal olmasın demiştim ama bu kadar komikli olsun da dememiştim :D "belki de takip edildiğini fark etti ve utancından yerin dibine girdi, oraya da bakaydın ya" Offf çok fena yaa :D :D

Çok teşekkür ederim bu eylenceli, bir o kadar da güzel tespitli yorumların için :)

KınıX 19 Ocak 2010 07:48  

1. Geleneksel KınıX-Blog Ödül Törenine davetlisiniz. Teşrif ederseniz çok mutlu olurum. :)

http://kinixtr7.blogspot.com/2010/01/1-geleneksel-knx-blog-odulleri.html

Yorum Gönder

free hit counter Valid XHTML 1.0 Transitional

.   ©2010 - Uzun Hikaye | Çağdaş Temel tarafından hazırlanmıştır.

Tema düzenleme: KınıX (Uğur KINIK) .